DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
bleiben {itr} artakalmak {itr}
bleiben {itr} durmak {itr}
bleiben {itr} gecikmek {itr}
bleiben {itr} geriye artmak {itr}
bleiben {itr} ısrar etmek {itr}
bleiben {itr} kalmak {itr}
bleiben {itr} [mil.]şehit düşmek {itr}
bleiben {itr} yatıya kalmak {itr}
bleiben {itr} yatmak {itr}
bleiben lassen {v} bırakmak {fi}
bleiben lassen {v} bulaşmamak {fi}
bleiben lassen {v} el sürmemek {fi}
bleiben lassen {v} karışmamak {fi}
bleiben lassen {v} yapmamak {fi}
bleiben Sie gesund {allg} esen kalın {allg}
bleiben Sie gesund {allg} esen kalın! {allg}
bleiben Sie gesund! {allg} esen kalın {allg}
bleibend {a} baki {a}
bleibend {adj} devamlı {s}
bleibend {adj} durmadan {s}
bleibend {adj} kalıcı {s}
bleibend {adj} mütemadiyen {s}
bleibend {adj} sürekli {s}
bleibende Härte {allg} daimi sertlik {allg}
bleibende Härte {allg} kalıcı sertlik {allg}
bleibender Magnet {allg} daimi mıknatıs {allg}
Indirekte Treffer
am Apparat bleiben {v} telefonda kalın {fi}
am Apparat bleiben {v} hattan ayrılmamak {fi}
am Leben bleiben {allg} hayatta kalmak {allg}
am Leben bleiben {allg} canını kurtarmak {allg}
an der Oberfläche bleiben {allg} yüzeyde kalmak {allg}
an der Oberfläche bleiben {allg} su üstünde kalmak {allg}
auf dem Platz bleiben {allg} yerinde kalakalmak {allg}
auf der Strecke bleiben {allg} yarı yolda kalmak {allg}
auf der Strecke bleiben {allg} hedefine ulaşamamak {allg}
auf der Strecke bleiben {allg} yolda kalmak {allg}
auf etwas sitzen bleiben {allg} bir mal elinde kalmak {allg}
bei der Stange bleiben {allg} kararından dönmemek {allg}
bei der Stange bleiben {allg} direnmek {allg}
bei der Stange bleiben {allg} ayak diretmek {allg}
bei seiner Aussage bleiben {allg} [Jur.]ifadesine bağlı kalmak {allg}
bestehen bleiben {v} varlığını korumak {fi}
bestehen bleiben {v} dayanmak {fi}
Bitte, bleiben Sie am Apparat {allg} Lütfen, bekleyiniz! {allg}
bleiben lassen {v} yapmamak {fi}
bleiben lassen {v} karışmamak {fi}
bleiben lassen {v} el sürmemek {fi}
bleiben lassen {v} bulaşmamak {fi}
bleiben lassen {v} bırakmak {fi}
bleiben Sie gesund {allg} esen kalın! {allg}
bleiben Sie gesund {allg} esen kalın {allg}
bleiben Sie gesund! {allg} esen kalın {allg}
darunter bleiben {v} altında kalmak {fi}
einer Sache gegenüber kalt bleiben {allg} kılını bile kıpırdatmamak {allg}
er kann mir gestohlen bleiben {allg} şeytan yüzünü görsün {allg}
erhalten bleiben {allg} payına düşmek {allg}
erhalten bleiben {allg} elinde kalmak {allg}
gleich bleiben {v} değişmemek {fi}
gleich bleiben {v} aynı kalmak {fi}
haften bleiben {v} yapışıp kalmak {fi}
Halse stecken bleiben {allg} burnundan gelmek {allg}
Halse stecken bleiben {allg} boğazında kalmak {allg}
hängen bleiben {v} sınıfta kalmak {fi}
hängen bleiben {v} hatırda kalmak {fi}
hängen bleiben {v} asılı kalmak {fi}
hängen bleiben {v} takılı kalmak {fi}
hier bleiben {v} burada kalmak {fi}
im Gedächtnis bleiben {allg} hatırda kalmak {allg}
im Hals stecken bleiben {allg} boğazında kalmak {allg}
im Hintergrund bleiben {allg} arkada kalmak {allg}
im Magen bleiben {allg} midesine oturmak {allg}
im Schnee stecken bleiben {allg} kara saplanmak {allg}
in der Erinnerung bleiben {v} hatırda kalmak {fi}
in Kraft bleiben {allg} geçerli kalmak {allg}
irgendwo hängen bleiben {allg} zaman geçirmek {allg}
irgendwo hängen bleiben {allg} bir yerde uzun süre kalmak {allg}
kalt bleiben {v} soğukkanlılığını yitirmemek {fi}
kalt bleiben {v} sakin olmak {fi}
kleben bleiben {v} yapışıp kalmak {fi}
kleben bleiben {v} sınıfta kalmak {fi}
kleben bleiben {v} bir yerden uzun süre ayrılmamak {fi}
klein bleiben {allg} cüce kalmak {allg}
klein bleiben {allg} boyu uzamamak {allg}
liegen bleiben {v} yatıp kalmak {fi}
liegen bleiben {v} [Handel]malın elde kalması {fi}
liegen bleiben {v} yarım kalmak {fi}
liegen bleiben {v} [Auto]bozulup kalmak {fi}
liegen bleiben {v} sürüncemede kalmak {fi}
liegen bleiben {v} bir yerde unutulmak {fi}
liegen bleiben {v} yüzüstü kalmak {fi}
liegen bleiben {v} satılmaması {fi}
liegen bleiben {v} yattığı yerden kalkmamak {fi}
liegen bleiben {v} olduğu yerde yatmak {fi}
offen bleiben {v} açık kalmak {fi}
offen bleiben {v} açık bırakmak {fi}
offen bleiben {v} ortada kalmak {fi}
offen bleiben {v} çözümlenmemek {fi}